Lübnan’ın başşehri Beyrut’taki limanda meydana gelen patlamada 200’den fazla kişi öldü, yaklaşık 7 bin kişi yaralandı. Patlama, beraberinde devletin sosyo-ekonomik çöküşünü, hükümetin istifasını, Lübnan ve vatandaşları için ömrün her alanında uzun periyodik bir krizi getirdi.
Trajediden sorumlu olanlara yönelik soruşturma ve haklarında aramalar başlatıldı. Soruşturmadan sorumlu yargıç Tarık Bitar, Lübnan hükümeti ve nüfuzlu aşiretlerin yargılamalara müdahalesinden şikayetçi. Ana şüpheliler soruşturmayla işbirliği yapmayı reddediyor. Bu nedenle iki yıldır şu ana kadar bir sonuç alınamadı.
Hayatları ‘önce’ ve ‘sonra’ olarak ikiye bölündü
Ermeni mahallesinde yaşayan 63 yaşındaki Siham Tekiyan, patlamanın hem onun hem de kentin hayatını ‘önce’ ve ‘sonra’ olarak ikiye böldüğünü belirterek, “Olağanüstü derecede güçlü bir patlamaydı. O sırada kendime ilişkin dükkandaydım. Cam kesimleri beni önemli halde yaraladı. Hastanede yaklaşık 30 dikiş atıldı. Dükkanda sağlam hiçbir şey kalmadı. Konutu ve dükkanı kendi imkanlarımla onardım. Devlet tamir için bana yalnızca 9 milyon lira verdi, halbuki tamir bana 60 milyona mal oldu” dedi.
Birkaç hafta evvel, liman bir kere daha başşehir sakinleri için tehdit oluşturmaya başladı: limandaki tahıl ambarları yanmaya ve yavaş yavaş çökmeye başladı.
‘Adil bir soruşturma talep ediyoruz’
Trajedinin kurbanlarından birinin kız kardeşi Rimma el-Zahed şunları söyledi:
El-Zahed ayrıyeten, patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerinin Kültür Bakanlığı’na patlama alanının anıta dönüştürülmesi için toplu talepte bulunduklarını belirtti.